Flalingo
Blog

Kibarca Talepte Bulunmak için İngilizce İfadeler ve Cümle Kalıpları

Flalingo 20.07.2025

İngilizce ile yeni tanışanların dikkatini çeken bir diğer konu da, kibarlık belirten ifadelerin çok sık kullanılmasıdır. İngilizce dilinin taşıdığı bu inceliği kendi konuşmasında da yansıtmak isteyenler için detaylı bir içerik ele aldık. Rica ya da talepte bulunurken kullanabileceğimiz kibarlık İngilizce ifadeler, alternatifleri ve bağlama en uygun cümle yapılarını paylaştık. İyi okumalar!

“Can You…?” Yerine Daha Nazik Ne Söylenir?

İngilizce’deki en yaygın rica ifadesi “can you…” kalıbıdır. Örneğin, bir iş arkadaşınız “can you help me with this project proposal” diyerek kibarca yardım ricasında bulunabilir. Ya da bir telefon görüşmesinde “can you wait for a second” diyerek kısaca beklemeniz istenir. Türkçe karşılığı ile basitçe “yapabilir misin, edebilir misin” şeklindedir.

Ancak “can you” ifadesi yakından tanıdığınız kişilerden küçük ricalarda bulunduğunuz bağlama daha uygundur. Daha kibar olmak içinse kullanabileceğiniz ilk alternatif “could you” ifadesidir. 

Bunun yanı sıra “I’d appreciate if..”, “would you mind…”, “may I ask you to…” kalıpları da daha nazik bir iletişim kurmanın kısa yolunu sağlar. Tüm bunlar ve daha fazlasının detayları ilerleyen bölümlerde!

“Would You Mind...?” ile Zarifçe Rica Etmek

“Can you” yerine kullanabileceğimiz ilk alternatif kalıp, “would you mind” olabilir. Türkçeye “sakıncası var mı, zahmet olur mu” gibi çevrilebilir. Şimdi örneklere hızlıca bakalım:

  • Would you mind visiting me tomorrow in my office? → Yarın ofisime uğrayabilir misiniz acaba?
  • Would you mind taking care of this task for me? → Bu işi benim yerime halletmenizi rica etsem olur mu?
  • Would you mind if we postponed the meeting? → Toplantıyı ertelememizin bir sakıncası olur mu?

“Would you mind” alternatifi olarak ise şu ifadeleri de kullanabilirsiniz:

  • Would it be possible to… (…mümkün olur mu?) → Would it be possible to reschedule our meeting? → Toplantımızı yeniden planlamamız mümkün olur mu?
  • Would you be able to… (…yapabilir misiniz?/…mümkün olur mu?) → Would you be able to help me with this issue? → Bu konuda bana yardımcı olmanız mümkün mü?
  • Would you be willing to… (…ister misiniz?/…razı olur musunuz?) → Would you be willing to travel for this role? → Bu görev için seyahat etmeye istekli olur musunuz?
  • Would you like to… (…ister misiniz?) → Would you like to join us for lunch?→ Bizimle yemeğe katılmak ister misiniz?
  • Would you prefer to… (…tercih eder misiniz?)→ Would you prefer to meet in the morning or afternoon?→ Sabah mı yoksa öğleden sonra mı görüşmeyi tercih edersiniz?
  • Would you agree to… (…kabul eder misiniz?/…katılır mısınız?) → Would you agree to start a bit earlier? → Biraz daha erken başlamayı kabul eder misiniz?

“Could You Please…?” Kibarca İstek Bildirmenin Klasik Yolu

İngilizce'de oldukça yaygın olan diğer bir rica ifadesi ise “could you” olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar “can you” kalıbının geçmiş zamandaki hali gibi görünse de “could you” daha kibar olmak için kullanılır. Örneğin, “could you please answer the phone” oldukça nazik bir soru cümlesidir.

Formülü ise basitçe “could + özne + please + fill” şeklindedir. 

Kibarca ricada bulunma, teklifte bulunma, telefon görüşmeleri, talimat verme, yardım isteme gibi konularda rahatlıkla “could you” ifadesini kullanabilirsiniz. İngilizce’de could you please kullanımını şu şekilde örneklendirebiliriz:

  • Could you please join us for dinner tonight? → Bu akşam yemeğe bize katılabilir misiniz?
  • Could you please fill out this form? → Lütfen bu formu doldurabilir misiniz?
  • Hi, could you please spare a moment to talk?→ Merhaba, konuşmak için bir dakikanızı ayırabilir misiniz?

“I Was Wondering If…”: Resmi ve Kibar Talep Cümleleri

İngilizce konuşurken ince şekilde soru sormanın bir diğer yolu da “I was wondering if…” yapısını kullanmaktır. Türkçe karşılığı da “acaba…diye sormak isterim” ya da “acaba… diye merak ediyorum” şeklindedir. 

Bu yapıyla kurabileceğiniz nezaket dolu cümleler ise şu şekilde örneklendirilebilir:

  • I was wondering if you could give me some financial advice. → Acaba bana bir finansal tavsiyelerde bulunabilir misiniz diye merak ediyordum.
  • I was wondering if you could fix my car by Friday. →Acaba arabamı Cuma gününe kadar tamir edebilir misiniz diye merak ediyordum.
  • I was wondering if I could leave early today. →Acaba bugün erken çıkabilir miyim diye merak ediyordum.

Eğer dikkatinizi çekmediyse biz altını çizelim: ‘I was wondering if…’ kalıbıyla cümle kurarken, devamında genellikle kibarlık ifadesi olarak ‘could’ kullanılır. Bu yapı ise soru değil, düz cümle formundadır.

Ayrıca, bu kalıbın değiştiği bazı durumları da örneklemekte ve formüle etmekte fayda var: 

İngilizce CümleYapı FormülüTürkçe Anlamı
She was wondering if you were available for tomorrow’s meeting.was wondering if + özne + geçmiş zamanYarınki toplantı için müsait misiniz diye merak ediyordu.
They were wondering if it were possible to change the schedule.were wondering if + it + dilek kipi (were) + to + fiilProgramı değiştirmek mümkün mü diye merak ediyorlardı.
I was wondering when you were available.was wondering + wh-sorusu + özne + sürekli geçmiş zamanNe zaman müsait olduğunu merak ediyordum.

Kısa Ama Etkili: Kibarca Talepte Bulunmanın 5 Temel Kalıbı

Günlük İngilizce konuşmaların arasında hızlı ama kibarca soru sormak ve ricada bulunmak istiyor ama aldığımız kalıpları uzun ve zahmetli mi buluyorsunuz?

Eğer öyleyse oldukça etkili ama kısa kalıplardan da bahsetmek isteriz. Bunları şu şekilde sıraladık ve örneklendirdik: 

  • Please + verb: Please send me the report. → Raporu lütfen gönderir misiniz?
  • Would you + verb?: Would you check this for me? → Bunu benim için kontrol eder misiniz?
  • Do you mind + verb-ing?: Do you mind waiting a moment? → Bir dakika bekler misin?
  • May I ask you to + verb?: May I ask you to review this? → Bunu incelemenizi rica edebilir miyim?
  • Kindly + verb: Kindly review the document. → Lütfen belgeyi inceleyin.

Ama not olarak ekleyelim: Bu kalıpları resmi ortamlardan ziyade gayriresmi şekilde kullanmak çok daha uygun olacaktır.

İş Ortamında Talepte Bulunmak için Profesyonel Cümleler

İngilizce’de konu kibarca soru sormak ve ricada bulunmak olunca konu elbette iş İngilizcesi’ne geliyor. İş arkadaşlarınızla samimiyetiniz ne olursa olsun, hangi şekilde iletişim kuruyor olursanız olun, bu kalıpları rahatlıkla kullanabilirsiniz:

  • I’d appreciate it if you could review the document. → Belgeyi inceleyebilirsen sevinirim.
  • Would you be able to send me the agenda? → Gündemi bana gönderebilir misiniz?
  • I wonder if you could send me the files by noon. → Dosyaları öğlene kadar gönderebilir misiniz acaba?
  • If possible, could you update the schedule?→ Mümkünse takvimi güncelleyebilir misiniz?
  • I would be grateful if you could respond by Friday. → Cuma gününe kadar yanıt verirseniz minnettar olurum.
  • Please try to prepare it by the end of the day, if you don’t mind. → Müsaitseniz, lütfen gün sonuna kadar hazırlamaya çalışın.

Ayrıca mesleğine yönelik özel ifadeler, kurallar ve kalıpları konuşarak öğrenmek istiyorsan, Flalingo olarak kişiselleştirilmiş eğitim programımızı hatırlatmak isteriz!

Arkadaşça ama Kibar: Günlük Hayatta Kullanabileceğiniz İfadeler

İngilizce konuşma becerisini geliştirmek yalnızca farklı kalıpları öğrenmek değil, doğru yerde doğru ifadeleri kullanabilmeyi de gerektirir.

Yani bir arkadaşımıza kurduğumuz cümleyi yöneticimize kurmak fazlasıyla nezaketsiz ve profesyonellik dışı olur. Aynı şekilde oldukça resmi kalıpları da arkadaşça sohbette kullanmak ne kadar garip durur, değil mi? 

Bu nedenle samimi ve gayriresmi kalıplara biraz daha yakından bakmakta fayda var:

  • Can you please give me your brownie recipe? → Bana brownie tarifini verebilir misin?
  • Think you could pick me from the airport? → Beni havaalanından almaya gelir misin sence?
  • How about you set the table for dinner? → Akşam yemeği için sofrayı hazırlamaya ne dersin?
  • Any chance you could lend me your power bank? → Powerbank’ini ödünç alma şansım var mı?
  • Would you mind passing me the salt?→ Sakıncası yoksa tuzu uzatabilir misin?
  • Do me a favor and bring some crackers. → Bir iyilik yap ve kraker getir.
  • Would you mind carpooling with me?→ Sakıncası yoksa benimle araç paylaşımı yapabilir misin?

Seyahat, Restoran, Otel Gibi Yerlerde Nazikçe Rica Etmenin Yolları

“Karşındakini tanımak istiyorsan onunla yemeğe çık” tarzı cümleleri siz de duymuşsunuzdur. Bunun sebebi, kafe, restoran gibi kamuya açık yerlerde ve garson, resepsiyonist gibi kişilerle kibar bir şekilde iletişim kurmanın önemli bir nezaket ölçütü olmasıdır.

Eğer siz de bu tarz durumlarda kibar bir şekilde rica ve talepte bulunmak istiyorsanız, örneklediğimiz kalıpları gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz:

  • Could you please bring me some water? → Bana biraz su getirebilir misiniz lütfen?
  • Would you mind arranging a wake up call? → Uyandırma servisi ayarlamanız sakıncalı olur mu?
  • I would like to check out, please. → Çıkış yapmak istiyorum lütfen.
  • May I ask you to show me the way to the restaurant? → Restorana giden yolu gösterebilir misiniz acaba?
  • Would it be possible to change my room? → Odamı değiştirmek mümkün olur mu?
  • I’d appreciate it if you could send the bill. → Hesabı gönderirseniz memnun olurum.

E-posta ve Mesajlaşma için Kibar İstek Kalıpları

Kibarca ricada bulunmamız gereken bir diğer durum da yazışmalardır. E-posta ya da mesaj yazarken kullanabileceğimiz İngilizce rica ifadeleri ve örnekleri şu şekilde sıralanıyor:

E-posta:

Dear Addams, I hope this message finds you well.

Could you please send me the latest update on the project by the end of Thursday? I would appreciate it if you could also mention if there are any issues.

Thank you very much for your support.

Best regards,

Mesaj:

Hi Williams,

Could you please share the meeting notes when you get a chance? Thanks a lot!

Rica Ettiğinizde Olumsuz Yanıt Alırsanız Ne Yapmalısınız?

Şu ana kadar ne kadar çok ricada bulunduk, değil mi? Ancak ricalarımız her zaman olumlu yanıt almayacaktır. Bu yüzden, ricamız geri çevrildiğinde İngilizce olarak nasıl yanıt vermemiz gerektiğini de inceleyelim.

Aşağıdaki örnekleri hem resmi hem de gayriresmi durumlarda kullanabilirsiniz:

Resmi:

  • I understand, thank you for letting me know. → Anlıyorum, bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim.
  • Thank you for your consideration. Please let me know if anything changes. → Düşünceniz için teşekkür ederim. Bir değişiklik olursa lütfen haber verin.
  • I appreciate your response and understand the situation. → Cevabınız için teşekkür ederim, durumu anlıyorum.
  • If circumstances allow in the future, I would be grateful to revisit this request. → Gelecekte koşullar uygun olursa, bu talebi tekrar değerlendirmek isterim.

Gayriresmi:

  • No worries, thanks for getting back to me! → Sorun değil, geri dönüşün için teşekkürler!
  • I totally get it, just let me know if things change. → Anladım, durum değişirse haber ver lütfen.
  • Thanks for letting me know, I appreciate it. → Bilgilendirdiğin için teşekkürler, sağ ol.
  • It’s okay, maybe next time! → Sorun değil, belki bir dahaki sefere!
  • Oh, I see. Thanks anyway →Anlıyorum, yine de teşekkür ederim.

Özetle İngilizce Talep ve Ricada Bulunabileceğimiz İngilizce İfadeler

İngilizce’yi öğrenmek yalnızca dil kurallarını akılda tutmak değil, bir topluma entegre olmayı da gerektirir.

Bu gerekliliğin parçası olarak İngilizce ricada bulunmanın alternatif yollarını ele aldık ve çeşitli kalıpları inceledik. Resmi konumalar, samimi ricalar ve olumsuz yanıta verdiğimiz tepkilerle oldukça kapsamlı bir rehber hazırladık. Umarız günlük ve profesyonel hayatta kendinizi daha rahat ve kibar şekilde ifade edebilmenize ön ayak olabilmişizdir. 

Eğer İngilizce’de daha fazlasını öğrenmek, özellikle de doğal dile maruz kalarak toplumun bir parçası olmaya yaklaşmak istiyorsanız Flalingo olarak yanınızdayız! Yenilikçi eğitim ekosistemimiz ve anadili İngilizce olan profesyonel eğitmenler her ihtiyacınıza uygun çözümü sunmak için hazır!

Sıkça Sorulan Sorular

Kibarca İngilizce Hesap Nasıl İstenir?

İngilizce’de hesap isterken şu yapıları kullanabilirsiniz:

  • Could I get the check, please?
  • I would like to have the check, please.
  • May I ask for the check, please?

İngilizce Resmi Maillere Nasıl Başlanır?

İngilizce’de resmi maillere başlarken öncelikle kime hitap ettiğinizi belirtmeli, ardından kibar bir şekilde iyi dileklerinizi iletmelisiniz. Sonrasında ise iletişime geçme amacınızı açıkça ifade etmelisiniz. Ayrıca şu örneği dikkate alabilirsiniz.

Dear Board Members,

I hope this message finds you well. I am Lisa from the Marketing Department, and I would like to make a proposal regarding our upcoming project.

Please find the details below, and feel free to reach out if you have any questions.

Thank you for your time and consideration.

Best regards, Lisa

İngilizcede Yardım İsteme Cümleleri Nelerdir?

İngilizce’de yardım isterken “Can you please…”, “Could you please…”, “I’d appreciate it if you could…”, “May I ask for…”, “Would you be able to…” gibi kalıplar gayet yaygın olarak kullanılmaktadır.

İlgini çekebilecek diğer içeriklerimiz

Blog

Flalingo Neden Daha İyi? İşte Fark Yaratan Özellikler!

Devamını oku
Blog

Flalingo 14 Şubat İndirimi: 1 Alana 1 Bedava Fırsatı!

Devamını oku
Blog

İngilizce CV Hazırlama: Flalingo'dan İngilizce Özgeçmiş Hazırlama Tüyoları

Devamını oku